27 Şubat 2012 Pazartesi

"Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor"





‎"Günlerden pazartesi. Yine vapurun alt kamarasındayım. Yine hava karlı. Yine İstanbul çirkin. İstanbul mu? İstanbul çirkin şehir. Pis şehir. Hele yağmurlu günlerinde. Başka günler güzel mi, değil; güzel değil. Başka günler de Köprüsü balgamlıdır. Yan sokakları çamurludur, molozludur. Geceleri kusmukludur. Evler güneşe sırtını çevirmiştir. Sokaklar dardır. Esnafı gaddardır. Zengini lakayttır. İnsanlar her yerde böyle. Yaldızlı karyolalarda çift yatanlar bile tek.


Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor."


"Alemdağı'nda Var Bir Yılan" - Sait Faik

26 Şubat 2012 Pazar

pazar şiiri

BEY YAMAN I / HÜSEYİN ATLANSOY

Yüzüm bir güzel düştür geceleyin
ismibeyaz dantellerde işlenen gözlerin


Bilmezler, gündüzdeyim
Uykularında


Ben atımı sürerim gözlerinden yayılan
rüzgârın küçük şehzade ülkelerine.
Birden boşanan önsöz niyetinde iki zerre
senden gelir sultanlık kemeri olur bedenime.


/kış biter
ellerimin baharında

19 Şubat 2012 Pazar

pazar şiiri

BİTMEMİŞ ŞİİRLER* V / Turgut Uyar


Nereye gitsem, nereye baksam
Sevdalı sevdalıdır gözlerim.
Anlarlar diye herkeslerden,
Bakışlarımı gizlerim.


Ağaçlar, dağlar, çehreler
Yemyeşil gözlerimde yaz, kış.
Bir şarkı etrafta inceden ince
Yıldızlar pırıl pırıl donanmış.
Dost yüzlü saat kulesi, meydan
Sisler içinde bir köprü uzanmış.
Mendilin düşmüş vermişim,
Eğilmişim, güzel dizlerinden
Bir parmak yukarsını görmüşüm.
Bencileyin dertlilere Elâgözlüm,
Lokman da deva bulamazmış.
Seni saçların, aziz vücudun
Hatıralarınla, berrak ve nemli
Taşıyamıyacak dizlerin...


Titrek kollarımı beline
Bir hoyrat kemer gibi bağlamışım.
Yakanda bir çiçek terütaze
Bir küçük faytonda, göz göze, diz dize
O sevimli kır otelinde yaz günü,
Hancı, halden bilir, babacan hancılardan.
Basma perdeli bir oda vermiş bize.
Bir toz kalkmış yollardan, yoncalardan,
Göğsünden, saçlarından bir güzel kadın kokusu.
Bir şişe yıllanmış şarabın başında,
Bana ömrünce sürecek bir sevdayı
Mahmur bir gülüşünle vermişin.
Bileklerinden, parmak uçlarından
İnceden terli avuçlarından,
Doya doya 
Öpmüşüm,
Ağlamışım...


5 Şubat 2012 Pazar

Pazar Şiiri

Nerde Bir Sevda Kelimesi / Cahit Zarifoğlu

Şu gördüğünüz masaya bir aşk şiiri yazmak için
oturmuştum sevgili insanlar muhterem konuklarım
Pazenle kaplama parmaklar
Elele tutup denizlerin üstüne basarak
Dalgaları mahçupluk duvarlarını aşarak
Bir aşk şiiri biçimlemek için başlamıştım.
Deyin ki resitalim
Çekiştiriyor bıyıklarımı yakalarımı
Konfenksiyoncu kızlar
Nasıl bilebilirler kimim nasıl tanırlar içimi
Kertenkele gibi duruyorum bir an altında tunç
bir güneşin
Papatyalar tenler
Ve zülfe dair bir anı sunacaktım
Ama urgan çıktı sevgili insanlar
bir de kör testere

İşkenceden olacak
Kaçamadığım içim
İşkenceci

Van gölü bir bozkır gibi batıyor önümde
Sor: peki bu gemi
      Ağır suları açarak
Hayır ilkin bir aşk şiiri için yokladım bordalarını
Titreşimleri sade ve körpe kımkırık uskurları

Şu var ki yine de bazen çarpık ağzı olacaktım
Piyasaya anlaşılmaz bir kelime tutarak
Yine anlamadılar şaşkınım
Perişan mı perişan
Vuracaktım kanat
O taş senin bu taş benim
Mezarlık topraklarına yüz sürecek feryat atacaktım

Aşkını işte böyle algılıyorum

O sabah bulutlar var yapma çiçekler gibi
Görüş uzaklığı onbinlerce metre
Elim dokunuyor her görüntünün tenine kalbine
Bu bir köşk bu da eli çıralı adam
Betonda bir gülümseme
Şair bir kelime daha uzatıyor
Saplanmıyor yine şaşkınım

Bunu duymayacaktım onu görmeyecektim
Başım harran ovasına gömülü
Bir rüyam vardı baktım ağlıyor orda
Dizleri kırık medrese kalıntıları
Sessiz ve baygın onbinlerce
Ateş gibi çölde serçeler gibi kavrulmuş açık ağızları
İşte ne kadar sen desem
Bunları kavrıyorum aşkın diye

2 Şubat 2012 Perşembe

"Peygambere günaydın demeyi çok isterdim"

Erkenden, elimde sevdiğim bir kitapla uyuyakalmayı, sabah uykumu alarak kendiliğimden uyanmayı öyle çok özlemişim ki... Hele ki bu sabah O'na uzanınca... Dile, gönle bir rahatlık, bir inşirâh yerleşiyor. Uzun zamandır yaşadığım, dipsiz bir "kuyu" gibi gördüğüm bu bohem bunalımı donduran, kesen, beni yatıştıran...
Bembeyaz, hiç durmadan yağan kar insanlığımıza örtü, O'nu anmak ciğere çekilen en güzel nefes. Çok şiirler yazıldı, çok naatlar okundu "Yağmur" belki en güzeli. Hayırlı sabahlar, hayırlı kandiller ola..


"Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım"